OMÜ Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi, TFF Futbol Antrenör Eğitimcisi (TUTOR) Futbol Akademi Direktörü Fedeyi Aksoy, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Ersin Sarıailoğlu’nun sorularını cevapladı. Futbol üzerine birçok sorunun cevabını veren tecrübeli spor adamı, “Futbol altyapı eğitimi demek. Futbol oyununa ait ne varsa onların nasıl ve ‘ne zaman’ öğretileceği, öğrenileceği ile ilgili çok yönlü süreçler demektir. Bilimsel olarak pedagojik faktörler değerlendirildiğinde “Futbol altyapı süreçlerinin başarılı olması için eğitim basamaklamalarının titizlikle detaycı bir anlayışla planlanması şarttır” dedi.
‘FUTBOLA TALEP ÇOK’
Aksoy, “85 milyonluk bir ülkede çocuk sayısı çok futbola talep çok, yetenekli çocuklar da çok olmasına rağmen tabandan tavana hemen herkes oyuncu çıkmıyor diyerek hayıflanıyor. Aslında sorunun nerede olduğu biliniyor ama çözümü için gösterilen çaba maalesef yeterli değil. Alt yapı dediğimiz şey, kime, neyi, nerede, ne kadar, hangi yöntemleri kullanarak nasıl yapılacağı anlamını taşır. Eğer bunlar uygulama alanına taşınırsa işte o zaman altyapının kendisini inşa etmiş olursunuz. Burada en önemi şey çocukların yaş grupları, gelişim özellikleri ve gelişim özelliklerine göre futbol temel ihtiyaçlarının planlanması ve buna uygun içerikler yazılmasıdır. Ancak ülkemizde durum farklıdır. Ne yazık ki oturmuş bir müfredat yazılmış içerik yeterli olmadığı gibi yerli de değildir. Bu konuda bir uzlaşı oluşmamış, oluşanlar da birliği sağlayamamıştır” ifadelerini kullandı.
‘ALTYAPI GELİŞİM MERKEZİ KONUMUNDA’
Aksoy konuşmasına şöyle devam etti: “Altyapı yelpazesinin genişlemesi büyük yapının daha kaliteli beslenmesine katkı verir. Bu yelpaze gelişim ve evrim olarak bizi alt yaşlara gönderiyor. Bilimde alt yaşlara gönderiyor. Alt yapı gelişimin merkezi konumunda olurken üst yapı ise bu kazanımların korunmasını devam ettirme durumudur. Onun için alt yapıya yatırım önemlidir. Bakınız oyuncuların top ile ilişkilerinin yetersizliği, bireysel temel tekniklerdeki, bireysel taktik davranışlarındaki eksikleri, grup ve takım takım taktiklerine olumsuz yansıması, oyunun bütünleşememesi analiz edildiğinde görünür sorunların görünmeyen kaynağının 6-12 yaş aralığındaki alınan eğitim olduğu görülür. Sizce de böyle değil midir? Böyle olunca da karşımıza eğitimci yani antrenörlerin ne denli önemli olduğu da ortaya çıkıyor. Bu da eğitimin birinci aktörünün eğitimciler olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Unutmamamız gerekir ki hiçbir zaman eğitimin kalitesi öğretmenin önünde olamaz. Kulüpler antrenörleri kadar gelişirler. Okullar öğretmenleriyle anılırlar.”
‘MODEL OLUŞTURULMALI’
Kulüplerin nasıl yapılanması gerektiği konusunu da değinen Fedayi Aksoy, “Öncelikle bir model oluşturulması lazım. Bu model ülke gerçeklerine uygun, iklimine şartlarına uygun, eğitim ve eğitimci durumuna uygun olarak belirlenmelidir. Örneğin; Teknik beceri, kapasite, fiziksel üstünlüğe, hücum yapan, savunma yapan oyuncular mı yetiştirilecek ya da geçiş oyunlarını çok iyi yapıp sonuç almayı düşünen, pas ve pas oyunlarını geliştirerek oyuncular mı yetiştirecek? gibi kararlar verilerek model oluşturulmalıdır. Ancak karar verilen bu futbol anlayışının çocukların gelişimleri ve gelişimlerine göre futbol temel ihtiyaçlarının basamak basamak öğretilecek düzeyde olması lazımdır. Bundan sonraki yapılacak iş yazılan (Müfredat ve içerik) bu eğitim programlarının uygulanması ve süreç olmalıdır. Modelin oluşması asıl buradadır” diye konuştu.
‘KOŞULLAR YERİNE GETİRİLMELİ’
Futbol altyapısının kendisine göre nasıl tasarlanması gerektiği hakkında da konuşan Fedeyi Aksoy şunları söyledi; “Altyapı eğitimi, sonradan gerekenler ve gerekecek şeyler için ön koşulları yerine getirmektir. Zaten altyapı eğitim demek, "futbola göre çocuklar" değil, "çocuklara göre futbol" demektir. Her yaşın gelişim özellikleri farklıdır. Öğrenme ve futbol ihtiyaçları da farklıdır. Planlamalar buna göre yapılmalıdır. Bunların uygulama alanına sokulmasıyla "altyapı eğitimi dediğimiz şey ortaya çıkar. Oyuncuların gelişebilmesi geliştirilmesi için üç temel koşul vardır. Antrenör, Eğitimci, Yetenekli oyuncu ve ortam imkandır. Bunlardan biri olmaz ise oyuncu eksik yetişir. Ülkemiz altyapısına baktığımızda bir antrenörün alt yapı süreçlerinin tümünün antrenörlüğünü yaptığını görürüz. Bence bu böyle olmamalıdır. Çünkü alt yapı on farklı yaş kategorisi ve üç farklı gelişim boyutunun sürecini barından süreçlerdir. Bizim ülkemizde bir antrenör birçok yaş gruplarını çalıştırdığı gibi aynı çalışmalar ve yaklaşımları uyguluyor. Eğitim formasyonu ve uygulamaları yeterli düzeye getirilmeli, bir futbol müfredatı içerikleri somut olarak yapılmalıdır. Eğitim ve eğitimcilerin nitelikleri göz önüne alınıp liyakatli kişilerden oluşmalıdır. Kulüplerin liyakata gereken önemi vermesiyle tabandan tavana ahbap çavuş ilişkilerinin ortadan kalktığını göreceksiniz. Hatta antrenör, eğitim, oyuncu ve antrenman sorunları da en aza inecektir. Ben çalıştığım profesyonel kulüplerde bunu başardığımı söyleyebilirim.
Ayrıca düşüncem o ki, Temel alt yapı antrenörü, Gelişim altyapı antrenörü ve Performans altyapı antrenörü olarak görev tanımlarıyla bölümlere ayrılmalıdır. Böyle olduğunda Antrenörler, eğitimciler bu alanlarda ciddi bir eğitim alıp uzmanlaşma olanağı bulacaklardır. Bunlarla birlikte eğitim kalitesi, oyuncu kalitesi ve antrenman kalitesi daha iyi bir eğitime olanak verecektir.”
‘DENETLEYİCİ BİRİ OLMALI’
Futbol okullarının temel amacı oyuncu yetiştirmek olması gerektiğini belirten Fedayi Aksoy, “Onun için iyi bir kulübün altyapısı her zaman diğerlerinden bir adım önde olmalıdır. Çünkü hem bilimsel hem de öncü olmak gibi bir yapısı vardır. Bu bakımdan akademide çocuklara kontrol edilebilir bir süreç ve ortam yaratılmalıdır. Akademinin eğitim programları sayesinde futbolcunun eğitim süresi kısaltılır olgunlaşma süreci de çabuklaştırılır. Evrensel oyunda teknik öğretilir. Futbol, teknik, taktik, kondisyon, psikoloji, strateji ve oyun karışımından oluşur. Hatta beslenme, dinlenme ve iletişimin önemi büyüktür ama burada teknik becerilerin önemli ayrıcalığı vardır. Modern futbolun en büyük özelliği zaman ve alanın az olmasıdır. Çünkü baskı altında teknik hareketleri başarılı bir şekilde kullanmak zordur. Teknik özellikleri doğru hızlı ve güçlü kullanabilen takımların maç kazanmaları daha kolay olmaktadır. Futbol okulunu denetleyici nitelikli biri olmalıdır. Tüm teknik işler, teknik kararlar ve medya ile ilişkiler ondan sorulmalıdır. Oda sadece yönetime karşı sorumlu olmalıdır” şeklinde konuştu.
‘ÜSTYAPI ALTYAPIYI BELİRLER’
Futbol kulüplerinde altyapı ve üst yapı arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği hakkındaki düşüncesini de açıklayan tecrübeli futbol adamı, “Altyapı ile Üstyapı bağlantısına baktığımızda Altyapılardan uluslararası standartlarda oyuncu yetişmiyor olmasının altyapıların organizasyon, işleyiş, önem ve değer görme ve eğitim içeriği ile ilgili olduğu gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Ancak sorunlardan birisi de üstyapı-altyapı ilişkisi ile ilgilidir. Aslında Altyapı üstyapıyı belirlemez üstyapı altyapıyı belirler. Üstyapı hayatın kendisi ise altyapı hayatın devamını sağlayandır. Avrupa ülkelerinde Altyapılar üst yapıyı %15-20 beslerken (İngiltere, Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, Portekiz) ülkemizde %1 oranındadır. Son derece düşüktür. Üstelik zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de İlginç bir durum var. Ne kulüplerimizde ne de çalıştırıcılarımızda futbol kültürü istenilen düzeyde değildir. Hatta çoğunun genç oyuncu kazanmak gibi bir derdi ve amacı söz konusu bile değildir. Kolaycılığa kaçıp “altyapılardan oyuncu yetişmiyor” düşüncesi içindedirler. Üstelik altyapıya ve çalışanlarına gereken önemi değeri vermekten uzaktırlar. Yabancı oyuncu piyasası içinde yoğrulmaktadırlar. Böyle olunca da herkes her birimiz bu soruya odaklanıp hayıflanarak gündemde tutuyoruz. Tutulması da gerekir ancak maalesef yöneten yönlendirenlerin bu konularda ne çabası ne gayretleri var. TFF’ de Futbol Gelişim direktörlüğüne havale etmiş. Üzülerek belirtmeliyim ki yapılanlar son derece yetersiz” diye konuştu.
Ersin SARIALİOĞLU