Zekai ANIL: Samsun ve ülkemizdeki futbol altyapısını nasıl yorumluyorsunuz?
Fedayi AKSOY: İlimizde hem futbol potansiyeli hem kulüp sayısı hem de altyapı ile ilgili çalışmalar oldukça kayda değer. Öyle ki her yıl Futbol il temsilciliğinin düzenlediği 7-12 yaş aralığındaki tüm kategorilerinde şenlik şeklinde turnuvalar yapılıyor olması harika. Futbol oynayan, oynarken eğlenen pırıl pırıl küçük delikanlılar, müthiş bir atmosfer ve müthiş bir oyuncu grubu. Bu kadar çok oyuncu grubu içinden biz antrenörlere düşen görev iyi ve yetenekli olanları tespit edip, onların gerçek potansiyellerini ortaya çıkarmak olmalıdır. Ancak antrenör arkadaşlarımızın onlara karşı tutum ve davranışlarına! Nasıl durmaları gerektiğine, nerelerde, nasıl müdahale edeceklerine dikkat etmeliler. Çünkü bu yaştaki çocukların anlamaları /algılamaları ve pratiğe geçirmeleri tam olarak oturmamıştır.
POTANSİYELİ ÇIKARACAK UNSURLAR
Sevgili Zekai kardeşim siz medya olarak çok önemlisiniz. Bunları spor kamuoyuna duyurarak büyük bilgilendirme yapıyorsunuz. Zaman zaman futbol taban birlikleri ile oyuncu gelişimi üzerine sohbetler ediyoruz. Türkiye’de yapılmayan ancak Samsun’da yıllardır devam eden 2011 doğumlu (8-9-10 yaş) miniklerin resmi olmayan ancak resmi gibi planlanarak düzenlenen müsabakalarının bu şehir ve Samsunspor için ne kadar önemli olduğunda birleşiyoruz. Birleşiyoruz da, haklı olarak gerek içerden gerek dışarıdan soruyorlar! Madem ki, Samsun’da müthiş bir futbol potansiyeli ve oyuncu grubu var diyorsunuz da neden Samsunspor ve liglerde o ölçüde oyuncusu yok?. Aslında doğru bir soru bu. O zaman şu akla geliyor evet potansiyel var ancak bu potansiyeli ortaya çıkaracak unsurlarda sorun var. Yani sorun bizlerde.
"ÇALIŞMA ORTAMINDA SIKINTI VAR"
Hemen pedagojik eğitimin yani plan programın olmaması derim size. Hangi oyuncuları seçeceğimizi seçim kriterlerinin nasıl belirleneceğini bilemiyoruz. Çalışma ortamında sıkıntı var. Çoğu zaman bulunamıyor. Bulunduğunda da biz antrenör ve eğitimciler neyi kime ne kadar öğreteceğimizi bilmiyoruz. Bunları bilsek bile nasıl öğreteceğimizi bilemiyoruz. Çünkü araştırmıyor okumuyoruz. Daha bunlar gibi birçok tehdit. Dolayısıyla var olan potansiyeli ortaya çıkaramıyoruz.
Zekai ANIL: Peki sizce altyapı eğitimi nasıl olmalıdır?
Fedayi AKSOY: Genel bir tanım ile Altyapı Eğitimi, futbola ilişkin nelerin, nasıl ve hangi esaslarla "ne zaman" öğretileceği ve öğrenileceği ile ilgili süreç demektir. "Futbol altyapı eğitim planlaması" demek; Çocukların gelişim sürecindeki "kritik dönemleri" dikkate alarak bu dönemlerin en iyi şekilde organizasyonunu yapmak demektir. Bakınız Futbol altyapı eğitimi, 7 yaşına kadar psikomotor gelişimlerini sağlıklı geçirmiş çocukların arasından seçilenlerle düzenli planlı-programlı (formal) olarak 8 ve 9 yaş döneminde başlar. 6-7-8 yaşlarda futbol elementlerinin farkındalığı / hissi oyun ve eğlence ile sunulur. Bu dönemde çocuğun yürüme, koşma, sıçrama, düşme, kalkma, yön değiştirme, hız değiştirme gibi motorik becerilerin geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca bir nesneyi kullanabilme yönlendirebilme gibi becerilerinin oyun içerisinde kullanılmasıyla geliştirilmesi planlanır. Aslında bu yaş grubunda ısındırma sevdirme ve futbolu tanıtma olarak algılanmaktadır.
EĞİTİM İÇERİĞİ VE UYGULAMALARI
Bu yaşlar kazanılan hareket becerilerinin (koordinasyonun) mükemmelleştirilmesini amaçlar. Buradan 12 yaşına kadar yukarıdakilerle birlikte sürmesi gereken bunun kadar önemli diğer bir yapılanmada, görsel, işitsel ve özelliklede kinestetik uyaranların bolca kullanılmasına dayanan top ile ilişkilerin mükemmelleştirilmesi amaçlayan evredir. Bu dönem adeta sihirli bir dönemdir. Kısaca çerçevesi çizilen bu yaş dönemleri gelecekteki “futbolcu kalitesini” belirlemektedir. Artık gelişime değişime entegre olup Avrupa ve Dünya’daki futbol ölçüleri ile çalışılmalıdır. Aslında Futbolda altyapı eğitimindeki en büyük sorunun özellikle 8, 9, 10, 12 yaş dönemlerindeki eğitim içeriği ve uygulamaları sorunudur. 13-15 yaş sürecinde ve sonrasında top ile ilgili davranışların oyun anında iyi olmayışının temelinde 8-12 yaş dönemleri eğitimindeki “fundemental” eksikliği olarak tanımlanan aslında hareket ve algı motor gelişim ile ilgili gelişim sorunlarından kaynaklanmaktadır.
TEMEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
Hayretle karşıladığım başka durumda var. Oda şudur. Çocuğun net olarak (teknik/ taktik) gelişeceği 13-15 yaş dönemlerinde gereksiz ve zamanından önce gerçekleştirilen kondisyonel yüklemeler ve çabuk performans ile kazanma egoları çocukların var olmadan yok oluşuna davetiye çıkarmaktadır. İyi futbolcuyu belirleyen asla kondisyonel özellikler değil koordinatif ve algı motor gelişim özellikleridir. Öyle ki bu yaş dönemlerine yönelik temel gelişimi özelliklerinin çok iyi kazandırılmadığı her türlü altyapı eğitimi, temelinden emin olunmayan güzel bir ev inşa etmeye benzer. Maalesef şehrimizde ve ülkemizde durum böyle değil. Böyle olsaydı 83 milyona sahip bir ülke gençliğinden ve yapılan bu kadar eğitimden ortaya kalitesi yüksek oyuncuların çıkması gerekmez miydi? Sanırım biraz düşününce siz de katılacaksınız buna.”
Zekai Anıl: Siz bu duruma nasıl bakıyor ve yorumluyorsunuz?
Fedayi AKSOY: Aslında ülkemizde altyapı öğretimi konusunda nasıl öğretilir soruları hep sorulmuş cevabı kulaktan kulağa olup hep görece kısmı ile kalmıştır. Bundan dolayı da var olacak oyuncular olmadan yok olup gitmişlerdir. Türkiye’de Futbol Altyapısı için standart bir program oluşturulmamış, oluşturulanlarda birliği sağlayamamıştır. Söz konusu birliğin sağlanması kime, neyi, ne zaman, nerede, nasıl ve hangi yöntemlerle öğretileceğinin planlanmasının hiçbir zaman birlikte doğru olarak altı çizilmemiştir. Bizler de Türk toplumu olarak okumayı araştırmayı sevmiyoruz. Birbirimizin yaptıklarına hep eleştiri yönüyle bakıyor hiç empati yapmıyor hatta 3-5 antrenör bir araya geldiğinde işimiz olan futbolu konuşmuyoruz bile… Yani diyeceğim o ki, eğitim hep ikinci plana itilmiş. Maalesef ülkemizin sorunu olduğu kadar Samsun’umuzda da böyle sorunlar var. Şapkayı önümüze koymanın zamanı geldi de geçti bile. Örneğin her İzlanda yenilgisi sonrasında ülke futbolunu geçmişte yönetmiş ve yönetenler altyapı sorununu tv’lere taşıyor sıradan, çözümden uzak yorumlar yaparak; olmalı-yapılmalı yani meli, malı’larla torbayı dolduruyorlar. Çözüm merkezindekilerde birkaç yabancı kaynak çevirisi ile anlaşılması güç bilgileri kulüplere derleyip gönderiyorlar. Hatta bir müddet sonra da bundan da vazgeçiyorlar.
Zekai ANIL: Altyapı hocaları, eğitimcileri en çok neyi bilmelidir?
Fedayi AKSOY: Bakınız eğitimin kaliteli anlamlı olabilmesi için; bilgi (antrenör), insan (oyuncu) ve imkan (ortam-tesis-araç-gereç-ekonomi) bu üç ayağa ihtiyacı vardır. Antrenör (bilgi) her yaş grubunun ‘fiziksel, fizyolojik, motorik, mental ve psikolojik (ruhsal) yapıları ve bu yapıların büyüme ve gelişim süreleri hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Bu bilgiler ışığında programlarını hazırlamalıdırlar. Bir kulübünde Eğitimciye; İnsan (yetenekli oyuncu) ve Ortam/ imkan ise tüm maddi manevi araç gereç çalışma alanı hazırlamalıdır. Eğitimci de hangi yaş grubunda nelerin nasıl ne zaman ne kadar hangi yöntem kullanılarak vereceğini bilmelidir. Örneğin, On dört yaşına kadar olan bu süreci, yaş gruplarının teknik-taktik, fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyolojik yapılarına zarar vermeden, gelişimlerini kademeli olarak planlamaları doğru yapmaları çok önemlidir. Antrenör ; Oyunu (futbol) bilmeli, İçerik hazırlayabilmeli , yönetip yönlendirebilmeli ve alanına hakim olabilmelidir. Eğer eğitimci olarak siz, futbolu biliyor, oyuncuyu geliştirebiliyor verim alabiliyorsanız, insan ilişkilerinden anlıyorsanız; yani bu tarzda antrenörlük niteliklerinizi ortaya koyabiliyorsanız o zaman iyi yoldasınız demektir bence. Bu konuda önerim TÜFAD-ASKF ‘’Antrenör’’ Eğitimi konusuna ağırlık vermesidir. TFF seminerleri beklenmeden ortak çalışma ile konular belirlenip OMÜ destekli eğitimler düzenlenmeleridir. TÜFAD bunu bir kez Bafra bölgesinde yapmış ve ilgi görmüştü.
Zekai ANIL: Ülkede bir tesisleşme sorunu olduğunu düşünüyor musunuz?
Fedayi AKSOY: Tabii ki karşımızda duruyor görüyorsunuz ilimizi. Bir hafta tesiste ya da başka bir yerde çalışılıyor takımlar. Hafta sonu pazar yerine (stada) gidiyor gibi alttakiler. Ülkedeki tüm lig takımları için durum bu maalesef. Hemen her zaman gördüğümü söyleyeyim size. Bir antrenman sahasına bir saat çalışmak için 4 takım birden giriyor. Bekleyen diğer bir takım ya da takımlar, Fenerspor’un, Pınarspor’un, Karşıyaka’nın ve Irmak Sanayispor takımlarının işinin bitmesini bekliyor. Samsun da 5-6 takımın aynı sahada aynı anda çalıştığına birebir şahit oldum. Amatör dediğimiz takımlar, futbolun en taban kısmıdır. Hem kulüp bazında hem de milli takımlarımız için en çok amatörlerin temelini güçlendirmeliyiz diye düşünüyorum. Bizim ülke bazında tesisleşme sorunumuz var. Buna emek verilmiyor, bütçe ayrılmıyor. Ama Samsunspor’un bu konudaki hamlesi müthiş. Sanırım kısa zamanda çözerler. Aslında konuşulacak o kadar çok konu var ki!